Uyumluluk Nedir?
Bir konuşmacı konuşmasını bitirdiğinde veya bir konser sonlandığında hayranlar ayağa kalkıp alkışlamaya başlar, diğer insanlar da birer birer kalkar ve tezahürata eşlik eder. İçinizden bazıları istemeyerek de olsa ayağa kalkar ve o kadar iyi bile değildi ki diye içinden sayıklar. Bu kadar ayakta duran insana rağmen oturmaya devam eder misiniz? Azınlığın bir parçası olmak kolay değildir. Aşırı derecede tatminsizlik yaşamadıysanız büyük ihtimalle kalkıp siz de alkışlayacaksınız.
Önce bir soru sorayım sizce uyumluluk kötü mü yoksa iyi mi ? Bilimsel bir cevap yok. Paylaştığımız değerlere göre baktığımızda bazen uyumluluk kötü olabilir (birini ırkçı bir davranışa teşvik ettiği zaman), bazen iyi olabilir (insanları sarı çizgiyi ihlal etmekten alıkoyabilir), bazen önemsiz olarak (modaya uyum sağlamak).
Uyumluluk sadece diğerleri gibi davranma değil aynı zamanda diğerlerinin nasıl davrandığından etkilenmektir. Yalnız olduğu zaman davranacağından veya düşüneceğinden farklı bir yol izleyerek düşünüp davranmaktır. Uyumluluk davranışın veya düşüncenin diğerlerine göre değişimidir. Kalabalığın bir parçası olduğunuz zaman, maçı kazandıracak gol gelirken sevinmeye hazırlanıyorken uyum sağlıyor musun? Milyonlarca insanla beraber kahve veya çay içerken? Sen ve diğer herkes kadınların uzun ve kaküllü saçla daha iyi göründüğü hakkında hemfikir olduğunda? Belki evet belki hayır. Eğer tribündeki tek taraftar olsan gerçekten o kadar fazla sevinir miydin ?
Uyumluluğun Çeşitleri
1.Bazen bir beklenti veya ricaya gerçekten ne yaptığımıza inanmadan uyum sağlarız. Papyon takarız veya elbise giyeriz ama bunu yaparken hoşnut olmayız. Bu içten olmayan uyumluluk davranışı boyun eğmedir.
2.Bir ödülü kazanmak veya cezadan kaçınmak istediğimizde boyun eğeriz. Eğer boyun eğmemiz açık bir emre karşıysa buna itaat deriz.
3.Bazen gerçekten grubun bizi yapmamıza ikna ettiği şeye inanıyoruz. Milyonlarca insan egzersiz yapmak sağlığa iyi geliyor dediği için bunu doğru olarak kabul edebiliriz. Bu içten olan uyumluluk davranışına kabul etme diyoruz. Kabul etme bazen boyun eğmeyi getirir. Başta sorguladığımız şeye sonradan içten inanmaya başlayabiliriz.
Solomon Asch Grup Baskısı Deneyi
Deneyde bir grup insandan şekildeki görsele bakarak soldaki çizginin aynısının sağdaki numaralardan hangisi olduğu sorulmuştur. Grupta bir kişi dışında herkes önceden yanlış cevap vermesi planlanmış işbirlikçilerdir. Çok net bir şekilde bu görsele baktığınızda doğru cevabın 2 olduğunu söyleyebiliyorsunuz değil mi? Peki sizce denekler grubun yanlış cevabına uyum mu sağladılar yoksa doğru cevabı mı verdiler? Deney gerçekleştirildiğinde katılımcıların %37’si grubun yanlış cevabına uyum sağladılar, bu gözle görülür cevap için çok büyük bir orandı. Garip olan bir şey vardı, bu insanlar neden takımla davranınca bir ödül veya ceza olmamasına karşın onlara uyum sağladılar? İnsanlar bu kadar az grup baskısında bile büyük oranda uyum sağladıysa daha zorlandıkları zaman uyumluluk seviyesinde artış olabilir mi?
Stanley Milgram İtaat Deneyi
Bu deney için gazeteye öğrenme deneyi olduğu ve katılımcı arandığı şeklinde bir ilan veriliyor. Deney bir öğretmen, bir öğrenci ve bir gözlemciden oluşuyor, aslında öğrenci ve gözlemci önceden ayarlanmış işbirlikçiler ve gerçek denek öğretmen pozisyonunda oluyor. Öğretmen ve gözlemci aynı odada, öğrenciyse yan odada olacak şekilde belirleniyor. Öğretmen öğrenciye kelime çiftlerini okuyup doğru cevabı seçmesini istiyor, öğrenci her seferinde yanlış cevabı verecek şekilde ayarlanıyor ve her yanlış cevapta bir seviye arttırılarak öğrenciye şok uygulanıyor. Deneyin amacı ise katılımcıların vicdanlarının baskısına rağmen otoriteye itaat edip etmeyeceklerini görmek. Volt aralığı 15-450 volt arasında bulunuyor. Öğrencinin şikayetleri artınca katılımcımız gözlemciye dönüp devam etmelerinin uygun olup olmadığını soruyor, gözlemci, öğretmen her devam etmek istemediğini, bitirmek istediğini söylediğinde “Devam edin.”, Devam etmeniz gerekiyor.”, “.Devam etmeniz önemli.”, Kesinlikle devam etmelisiniz.” gibi cümlelerle katılımcımızın bırakmamasını söylüyor. Sizce itaat kısa sürede sona erer mi, yoksa katılımcılar sonuna kadar otoriteye itaat mi eder?
Kimse katılımcıların 350 volta kadar çıkacağını beklemezken %65’i 450 volta kadar çıkıyor, tamamı ise 300 volta kadar çıkıyor. Milgram deneyi 40 erkekle denediğinde %65’i 450 volta çıktı öğrencilerin protestoları şiddetlendikçe geri kalan katılımcılar 150 voltta bıraktılar Jerry Burger, deneyi en yüksek volt 150 olacak şekilde ayarlayarak tekrarladı ve deneklerin %70’i itaat etmeye devam etti. Milgram, deneyi daha az itaat oranı alıp almayacağını görmek için bazı değişiklikler yaparak tekrarlıyor. Öğrencinin yakınmalarını etkili hale getirerek öğrencinin gözetmene kalp hastalığı olduğunu söylemesini sağlıyor, gözetmen de öğrenciye çok acılı olsa da kalıcı bir hasara yol açmayacağını söylüyor, bunları deneğin duyacağı bir şekilde deneyin başında konuşuyorlar. Deneye eklenen yeni 40 erkeğin %63’ü buna rağmen emirlere tamamen uydu. Sonradan yapılan 10 çalışmaya kadınlar da eklendi ve kadınların itaat oranı erkeklere benzerlik gösterdi.
İtaati Ne Getirir?
1.Kurbanın mesafesi
Milgram’ın katılımcıları, öğrenciyi görmediklerinde en yüksek itaati ve en düşük merhameti gösterdiler. Kurban uzakken ve hiç şikayet duymadıklarında neredeyse hepsi sonuna kadar gitti. Öğrenci ile aynı odadayken deneklerin sadece %40’ı 450 volta kadar çıktı. Tamamen itaat oranı, katılımcının öğrencinin elini şok veren bölgeye kendi eliyle temas ettirmesi gerektiğinde %30’a düştü.
2.Otoritenin yakınlığı ve meşruluğu
Gözetmenin fiziksel olarak varlığı itaati etkiler. Milgram’ın deneyinde gözetmen emirleri telefonla verdiğinde tamamen itaat oranı %21’e düştü hatta bazıları itaat ettiğine dair yalan bile söyledi. Diğer çalışmalar da emrin fiziksel olarak yakın olduğu zaman boyun eğmenin arttığını gösterdi.
Otorite aynı zamanda meşru olmalı. Deneyin farklı bir versiyonunda gözetmene bir telefon geliyor ve odayı terk etmesi gerekiyor. Veri otomatik olarak kaydedildiği sürece öğretmenin devam etmesini söylüyor. Gözetmen gidince katip rolünü alan yeni bir işbirlikçi odaya giriyor. Katip şok derecesini her yanlış cevap için bir üst seviyeye daha taşımasını tembihliyor. Bu durumda katılımcıların %80’i tamamen itaati reddediyor. Katip bu karşı koymadan rahatsız olmuş gibi davranıyor ve şok cihazının başına oturup öğretmen rolünü üstlenmeye çalışıyor. Bu noktada katılımcılar protesto ediyorlar, bazıları cihazın fişini çekiyor; bir iri yapılı adam katibi kaldırıp odanın bir köşesine fırlatıyor. Bu isyan meşruluğun çiğnenmesi durumunda gerçekleşiyor.
3.Otoritenin saygınlığı
Eğer otoritenin prestiji o kadar önemliyse o zaman Yale Üniversitesi Milgram deneyinin emirlerini belki meşrulaştırmış olabilir. Deney sonrası röportajlardan sonra bazı katılımcılar eğer Yale Üniversitesi’nde olmasaydı emirleri itaat etmeyeceklerini söylediler. Milgram bunun doğru olup olmadığını test etmek için Bridgeport şehri, Connecticut’a gidiyor. “Bridgeport’un araştırma görevlisi” adını vererek mütevazı bir binada gerçekleştiriyor. Deneyin öğrencinin kalp sorununun olduğu versiyonunda personel aynı olacak şekilde ayarlanıyor. Sizce tamamen itaat oranı % kaçtır ? İtaat oranı %48’e geriliyor, bu yine de büyük bi oran ama Yale üniversitesindeki %65 itaat oranından düşüyor.
4.Grubun özgürleştiriciliği
Milgram uyumluluğun bu parçasını prosedürü yönetmeye yardım eden iki işbirlikçiyle gösterdi. Deney boyunca iki işbirlikçi de gerçek katılımcının devam etmesini söyleyen gözetmene karşı çıkıyor. Katılımcı sizce devam ediyor mu ? Hayır. Katılımcıların %90’ı karşı çıkan işbirlikçilere uyum sağlayarak özgürleşiyorlar ve itaat etmiyorlar. Yani başka biri de devam etmemesini söylediği zaman katılımcımız baskıdan kurtulup özgürleşerek deneyi bırakıyor.
Uyumluluğu Ne Öngörür?
Araştırmacılar uyumluluğun eğer yargılar zorsa veya katılımcılar yetersiz hissederse daha fazla arttığını buldular. Kendi yargılarımız hakkında ne kadar güvensizsek o kadar diğerlerinden etkileniyoruz. Grupta 3 ve daha fazla kişi varsa ve bunlar ortak bir karara varmışsa, statüleri yüksekse uyumluluk en üst seviyede gerçekleşiyor. Aynı zamanda uyumluluk, cevap halka açık bir şekilde verildiğinde, önceden bir yorumda bulunulmadığında daha yüksek.
Grup nüfusu
Asch ve diğer araştırmacılar 3-5 arası değişen grup nüfusundaki uyumluluk oranını 1-2 den fazla buldu. New York’un kalabalık bir caddesinde yoldan geçen insanlar durup yukarı doğru bakıyorlar, buna uyanların sayısı 5 ve sonrasında artıyor. “Percent passerby” uyum sağlayan insanların yüzdesini, “size of stimulus crowd” ise duran kalabalığın büyüklüğünü ifade ediyor.
Fikir birliği
Bazı deneylerde bir kişinin grup fikir birliğini yıkması grubun sosyal gücünün sönmesine yol açıyor. Gruba karşı çıkan birinin olması insanların kendi düşüncelerine ses oluyor. Örneğin Asch deneyinde katılımcımıza katılan 1 kişinin bile olması uyumluluk oranını azaltıyor ve katılımcımız kendi cevabını veriyor.
“Biz” hissi, ortak özelliklerimiz
Uyum sağlamamız gereken grup, eğer bizim dahil olduğumuz gruplardan değilse -mesela aynı din, aynı ırk, aynı üniversite- bizimle ortak noktaları olanlardan daha az etkili oluyor. Siyasi partiler, reklamlarında bir grup hedef alındığında, orayı yansıtan biri kullanılarak insanların fikrini bu partiye oy vermeyi sağlayacak şekilde etkilemeye çalışırlar. İnsanlar benzer özellik taşıdığı kişilere daha kolay boyun eğerler.
Yüksek statü
Statüsü yüksek olan insanlara daha fazla uyum sağlarız. Patron, profesör, uzman statülerindeki insanlara astlarının uyum sağlaması bunu getirir.
Cevabın gizli veya açık olması
Sizce cevaplar açık değil de gizli verilseydi nasıl olurdu ? Asch deneyinde de katılımcılar diğerlerinin cevaplarını duyduktan sonra yazarak sadece gözetmenin göreceği cevaplar verdiklerinde uyumluluk daha az olmuştur.
İlk ifade
Asch deneyinde olduğunuzu düşünün, ilk söz hakkı sizde ve cevabınızı veriyorsunuz; sonrasında diğer herkes size karşı çıkıyor, cevabınızı değiştirir miydiniz? İnsanlar neredeyse hiç değiştirmiyorlar. Kendilerini bir pozisyona adadıklarında, insanlar nadiren sosyal baskıya maruz kalırlar. Gerçek hakemler ve yargıçlar ilk kararlarını nadiren tersine çevirirler.
Neden Uyum Sağlıyoruz?
Normatif etki: Diğerlerinin beklentilerini karşılamak ve kabul görmek için gösterilen uyumluluk.
Bilgisel etki: Diğerlerinin daha iyi bildiğine dair düşünmeyle gösterilen uyumluluk.
İlki sevilmek ikincisi doğru olmak için yapılır. Günlük hayatta gruplar, gruptan sapanları reddederler. Grup normlarından saptığımız zaman duygusal olarak bir bedel ödüyoruz. Bir çalışmada, elektrik kullanımında en büyük düşüşü sağlayan “Topluluğunuzdaki insanların% 99’u enerjiden tasarruf etmek için gereksiz ışıkları kapattığını bildirdi.” gibi kapıya asılan normatif mesajlardı.
Kim Uyum Sağlar?
Kişilik
1960’ların ve 70’lerin sonlarında araştırmacılar kişilik ve uyumluluk arasında çok zayıf bir ilişki buldular. Ama Milgram henüz bulamamış olsam da aradaki bağdan eminim diyerek 1980’ler boyunca araştırmalar sürdü. Araştırmalar iç faktörlerin ( kişisel özellikler, tutumlar) nadiren spesifik bir aksiyonu belirlemede rol oynadığını buldular. Bu faktörler daha çok ortalama davranış düzenini belirliyordu. Genel olarak sizin dışa dönük ve agresif olma durumunuzdaki uyumluluğun öngörülebilir.
Kültür
Sizce uyumluluğu öngörmede kültürün etkisi var mı? Araştırmacılar itaat deneylerini Avustralya, Avusturya, Almanya, İtalya, Ürdün Güney Afrika, İspanya ve Amerika’da tekrarladılar. Sizce Amerika’ya kıyasla bu ülkelerdeki itaat oranı ne olmuştur? İtaat oranı benzerdi hatta Münih’te %85’e ulaştı. Asch uyumluluk deneyi de birçok ülkede tekrarlandı ve benzer oranlar bulundu. %31 Lübnan, %32 Hong Kong, %34 Brezilya ama %51 oran Zimbabwe’de uyum sağlamamanın güçlü yaptırımları olan bir kabilede bulundu.
Kültür de zaman içinde değişiyor. Kanada, İngiltere, Amerika’da zaman içinde tekrarlanan deneylerde Asch uyumluluk oranı düştü. Özetle kültürlere ve çağa göre çeşitlilik gösterse de uyumluluk ve itaat evrensel fenomenlerdir.
Sosyal roller
Sosyal roller belirli bir derecede uyumluluğa etkide bulunur ve yeni bir sosyal role girerken beklentilere uymak önemli bir görevdir. Sosyal roller her zaman kültüre göre değişir, ancak bu rollerin davranışı etkileme süreçleri çok daha az değişir. Nijerya ve Japonya’daki insanlar genç rolleri Avrupa ve Kuzey Amerika’daki insanlardan farklı olarak tanımlamaktadır, ancak tüm kültürlerde rol beklentileri sosyal ilişkilerde bulunan uygunluğa rehberlik etmektedir.
Farklı Olmak İstiyor Muyuz?
Bireyler özgürlük ve öz-yeterlik duygularına değer verirler. Açık toplumsal baskı, özgürlük duygusunu tehdit ettiğinde, genellikle isyan ederler. İnsanların özgürlük duygusunu korumak için hareket ettikleri psikolojik (reaktans) tepkime teorisi, bir kişinin özgürlüğünü kısıtlama girişimlerinin sıklıkla bir uyumsuzluk “bumerang etkisi” ürettiğini gösteren deneylerle desteklenir.
İnsanlar diğerlerinden çok farklı göründüklerinde kendilerini rahatsız hissederler. Ancak bireyci Batı kültürlerinde de tıpkı herkes gibi göründüklerinde kendilerini rahatsız hissederler. Yapılan bazı deneylerinin gösterdiği gibi, insanlar kendilerini orta derecede benzersiz gördüklerinde daha iyi hissederler. “Benzersizlik ihtiyacı” en yüksek olan bireyler, çoğunluk etkisine en az tepki veren olma eğilimindedir.
Kaynak: Social Psychology David G. Myers